2 Kasım 2008 Pazar

Ne Alıp Veremediğim Var?

Oooldum olası sevmem pazar günlerini. Çok gıcıklar, hiç bir özellikleri yok. Ne tvde bir talk show, ne benim gibi işi gücü olmayıp internete giren arkadaşlar, ne misafir geldi-gitti durumları.. Çok boş, sevimsiz ve gereksiz gün. Haftanın yüz karası. Hem ardından gelen koca bir pazartesi de cabası. Allahım sen affet, ama yok, katlanılmaz pazar günleri..
Çok iyi hatırlarım, lise 1deyken her pazar oturup yan yana on yüz binlerce "i hate sundays i hate sundays i hate...." yazardım. Hatta sadece o zamandan değil, taa çocukluğumdan gelen bir nefrettir bu. İlkokuldayken banyo günümdü mesela, pazar akşamları yatmadan önce banyoya girme zorunluluğum vardı. Gece yatınca da 'yarın okul var' düşüncesi saatlerce uyutmazdı.
Nasıl bağlıyacağımı bilemedim ama günlük formatına dönücek olursak (böyle miydi dostum?) artık hazırlık insanıyım ve bütün pazarımı pes oynayarak geçirebiliyorum. Bugün de öyle yaptım. Sonra Times in Metu'ye girdim; dostum, bir hevesle açmış olduğum bloga birşeyler yazmış. Aslan kendisi, kaplan..
Şimdi de hayasızca yazıyorum işte bloga. Pazar, saat 20:38 ve hala boş bidon gibi geçiyor gün. Üff gideyim de biraz pes oynayım, popstar izlemekten iyidir sanıyorum.. Saygılar.

0 Comments:

Post a Comment